top of page
  • Yazarın fotoğrafıBiriz Aydinç öztüzemen

Hapşırık Chocolate

Gece yarısı saat üç. Zaten yatalı henüz bir saat olmuş. Ahşap parkelerin üzerinde pıtır pıtır bir ses. Sonrasında yüzümde bir nefes, hızlı hızlı. Ne oluyor demeye kalmadan bir hapşırık, bir daha, bir daha. Yüzümü silmeye çalışırken o hapşırmaya devam ediyor ve bu arada gözümü yalamaya çalışıyor. CHOCOLATE...

Hapşırık nöbetleri geçiriyor bir haftadır. Belki günde 500 belki de 1000 kez hapşırıyor. Kökekuba'ya götürdük; zaten ayağı da aksıyor,üstüne basamıyordu,kırıldı sandık. Sevgili veterinerimiz 'bekleyeceğiz, hapşırmaya devam ederse, burnuna kaçan her neyse ameliyatla alacağız' dedi.Neyse ki ayağı kırılmamış sadece burkulmuş. Şimdi bekleme dönemi. Atsın burnundan o şeyi diye umutla bekliyoruz. Dışarıda yatmaya alışmıştı, böyle olunca içeriye de aldık. Hani çocuklar hastalanınca fazla ilgiden huyu değişir ya o da aynen öyle. Bir şımarık, bir şımarık... Ama yine de çok seviliyor. Yüzüme kızımdan başka bir canlı hapşıracak ve ben de iğrenmeyeceğim! aklıma gelmezdi. Anlatıyorlardı da inanmıyordum. Bu sevgi enteresan bir şeymiş gerçekten de, darısı başınıza...

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değil

En büyük gizem insanın iç dünyasında. Bilinmezler dehlizi. İçeride yaşananlar ile dışarıdan görünenler arasındaki farklar! Düşündüklerin...

Comments


bottom of page