top of page
  • Yazarın fotoğrafıBiriz Aydinç öztüzemen

Sen Benim Hayatımsın

Uzun zamandır bekliyordum. Biliyordum yazacağını; sadece bir kitapla kalmayacağını. Sonra bir yerde okudum, kitap yazıyor diye, heyecanlandım. Mevzu-bahis Ferzan Özpetek'in son kitabı Sen Benim Hayatımsın. Meğer bu mayısta İtalya'da raflara girmiş,

En sevdiğim yönetmenlerden biri Ferzan Özpetek. Ve galiba kitapçılara geldiği gündü, dündü, aldım. Sıcak simit kokusu, ya da ne bileyim fırından yeni çıkmış peynirli dereotlu poğaça kokusu alır gibi kokladım sayfaları; severim o kokuyu. Sonra işe döndüm, masaya koydum, sadece önsöze ve arka kapağa göz gezdirdim. Ve hemen anladım muhteşem bir aşk hikayesiyle karşı karşıya olduğumu.

Dün akşam başladım, bugün bitirdim; istemeye istemeye. Hani sohbeti dayanılmaz hafif insanlar vardır. Sabaha kadar konuşsa dinlerim dediklerin. İşte aynı o hisle okudum.


'Sen Benim Hayatımsın'


Eşime hayat derim ben yıllardır, telefonumda da aynen böyle kayıtlıdır. Hayatı paylaştığımdan, nefes almamı kolaylaştırdığından, kendini sevdirirken hayatı da sevmeme vesile olduğundan benimki.


"Yıllarca her sabah yanında bir insanla uyanırsan, günlerinin büyük bir bölümünü onunla geçirirsen, sohbet edersen, yemek yersen, sinemaya gidersen, duşta şampuanı paylaşırsan sonunda kaçınılmaz olarak bir duygudaşlık doğar. Söylemeden ne söyleyeceğini anlarsın. Hangi kitabı seveceği, kimin anında sinirine dokunacağını, kimi eğlenceli bulup anında bir lakap uyduracağını bilirsin. Ama bu sana artık yaşatacak sürprizleri olmadığı anlamına gelmez. O senin hayatındır, sen de onun. Ve sinir uçları gibi görünmez binlerce ip, yaptığınız her şeyde sizi birbirine bağlar. Bu sadece zihinsel bir mesele değildir."


İşte ne güzel de anlatmış aşkını, sevgisini ve bağlılığını.

Ferzan Özpetek'in hemen hemen tüm filmlerinde gördüğümüz olağanüstü dostluk ilişkisi bu kitapta da yer alıyor. Zaten filmlerine konu olan karakterlerle bir kez daha karşılaşıyoruz burada. Yaşayan ve artık yaşamayan karakterler. Ve bazı insanların hayatı ne kadar dolu dolu, acısıyla tatlısıyla, aşkıyla nefretiyle nasıl da coşkulu yaşadığına tanık oluyoruz tekrar bu hikayede.


Ölmeyi unutmak için bir sürü küçük şeylerle uğraşıp duruyoruz tarzı çok hoş bir alıntı vardı kitapta. Aslında özet bu galiba biraz da. Önemli olan, ne istiyorsak, her nasıl nerede ne şartlarda kim olarak yaşamak istiyorsak o cesareti gösterebilmekte ipucu. İpucu cesarette...

Comments


bottom of page