Bir masala tanıklık etmek...
Yeni bir dünya kurmak mı zordur, yok olması beklenen bir dünyayı kurtarmaya çalışmak mı?
Elimizde tutmak mı, onun için mücadele etmek mi?
Sürekli bir mutluluk hali diye bir şey yok.
İnişler var, çıkışlar var; hep dediğim.
An gelir sebebini bilmediğin bir şey yüzünden canın sıkılır, suratın düşer. Ben bir şeye üzülüyordum ama neydi unuttum der, ille hatırlamaya çalışırsın. Hatırladıkça mutsuz olursun.
Ya da sebepsiz bir coşku hali belirir an gelir.
İşte bu iki halin de devamlılığı sakattır.
Her daim mutlu olamazsın.
Her daim mutsuz da olamazsın.Biri deliliğe götürür, biri bunalıma…
O yüzden kendini sıfır kusurla yaşadığını sananlar, ben hep çok mutluyum mesajı verenler; kimseyi kandırmayın, deli olmayın…
Şimdi;
Felsefeyle ilgilenenler
Yüzüklerin Efendisi fanı olanlar
Koşuşturmaktan, vakitsizlikten görmeyip atlamış olanlar;
Sizin için önereceğim bir kitap var: Yüzüklerin Efendisi ve Felsefe.
Yani şu bildiğimiz, felsefeyi popüler eserler ile topluma benimsetme amacıyla ortaya çıkan eserlerden biri. İçerisinde 13 farklı felsefecinin 16 farklı makalesi var. Yüzüklerin Efendisi kahramanlarının önderliğinde kendi yaşamınızı sorgulayıp, yorumlayabileceğiniz, keyifli yazılar…
Güç, iyilik için kullanılabilir mi, yoksa hep yozlaşmak zorunda mıdır?
Ahlaklı yaşam, zayıf bireylerin seçtiği bir yaşam mıdır?
Günümüzde insanlarla kurulan ilişkilerin yerini, nesnelerle kurulan ilişkiler mi almıştır?
Yaşamda mutluluğa neden gerek duyarız? Mutlu olmak için gereken şey nedir?
Aşk, sahip olma edimiyle mi kendini gösterir?
Yaşamımızı sürdürmek için Güç Yüzüğüne ihtiyacımız var mı?
Gallum'un dostu olmamasının nedeni kendisini sevmemesi midir?
Orta Dünya ile Budizm ve Taoizm arasında ilişki kurulabilir mi?
İlginizi çektiyse bir an evvel okuyun derim; orta yolu bulmak için bire bir.