Ara ara aklıma gelir bu hikaye. Tadını çıkarabilmek için hayatın. Gelip geçici olduğumuzu, pek de ciddiye alınacak bir şey olmadığını hayatın, hatırlamama yarar. İlk 20 yılın vurdumduymazlığında yaşamak artık çok da mümkün olmasa da yaklaşmak da bir başarıdır.
Şöyle ki;
"Tanrı canlıları yaratmaya başladığında, ilk eşeği yaratmış. Demiş ki eşeğe, sana 70 sene ömür, hayatın boyunca yük taşıyacaksın, çalışacaksın. Eşek demiş, Tanrım böyle 70 sene geçmez; sen bunun 35 yılını al, bana 35 yıl yeter. Hay hay demiş Tanrı, al sana 35 yıl. Sonra köpeği yaratmış; demiş sana 30 sen ömür. Hayatın boyunca bekçilik yapacaksın, insanların evlerini bekleyeceksin. Köpek demiş, tanrım 30 sene köpeklik edilmez. Sen bunun 15 yılını al, bana 15 yıl ver. Bunu da kabul etmiş Tanrı; köpeğe 15 yıl ömür biçmiş. Sonra maymunu yaratmaya gelmiş sıra; 20 yıl demiş ömür maymuna. Bu hayatta amacın, bütün görevin insanları eğlendirmek, şaklabanlık yapmak. Maymun da kabul etmemiş; demiş Tanrım sen 10 yılı al, bana 10 yıl yeter. Tanrı almış bundan 10 yılı.
En son sıra insana gelmiş. Tanrı almış insanı karşısına, demiş sana 20 yıl ömür. Her şey senin, bu alemi sana yarattım, her yarattığım sana hizmet edecek. İnsan demiş, Tanrım 20 yıl az. Sen bana şu eşeğin almadığı 35 yılı, köpeğin almadığı 15 yılı, maymunun almadığı 10 yılı da ver. Kabul etmiş Tanrı. İşte o yüzden insan 20 yıl insan gibi yaşadıktan sonra 35 yıl eşek gibi çalışır, 15 yıl köpek gibi evi bekler, son 10 yıl da maymun gibi torunlarını eğlendirirmiş."
Çekip giderken; "Ne bekliyordun ki?" diye sormamak için kendine, ne bekliyorum ki bu hayattan sorusunu zamanında sorup, doğru cevabı bir an evvel almak lazım.
Comments